SÖZÜM SÖZ
1964-65 ders yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde Bitki Besleme dersimiz var. Daha FKB’deyken, Botanik, Zooloji gibi derslerin yoğunluğundan şikayet ettiğimizde bizden önceki sınıflar ‘Onlar da ders mi, siz bir de Hıfzı Hoca'nın Bitki Beslemesi’ni alın da, kazık ders nasıl olurmuş göreceksiniz’ diye gözümüzü korkutmaya başlamışlardı. Gerçekten de Hıfzı Güner Hoca'nın dersinden geçmek fakülteden yarı yarıya mezun olmak gibi bir şeydi. Bu varsayımın kanıtı olarak da ilk geçme sınavında çaktım. Yaz sonunda da bir daha çuvallamaz mıyım.. Bende şafak attı. Haziran ‘65’de üçüncü hakkıma gireceğim. O yıllarda dört kez başarısız olursan fakülteden atılıyorsun. Aldı mı beni bir korku.. Sınav tarihi yaklaştığında bir gün sınıfın önüne çıktım ve şöyle bir anonsta bulundum; ‘Bu Bitki Besleme’ye çok iyi çalışacağım ve bu kez geçeceğim. Geçersem de, o kadar mutlu olacağım ki, işte size burada ilan ediyorum: elbiselerimle Fakülte Lokali’nin önündeki havuza atlayacağım.’ Ve, Hıfzı Hoca bu kez geçer not verdi ve dersten geçtim. İyi de, verilmiş sözüm var. Bir çeşit adak yani. Yerine getirilmesi lazım. Çaresiz, sınıfta kara tahtaya bir tarih yazıp, o gün öğlen arasında sözümü yerine getireceğimi ilan ettim. Doğal olarak, kimsenin beni mecbur ettiği, zorladığı yok. Havuza atlamasam da kimsenin umurunda değil. Ancak hayli zıpırdım ve bu tür maymunluklar yapıp ilgi odağı olmaya bayılıyordum. Gün ve saat geldi. İlanımı hemen bütün arkadaşlar zaten duymuştu. Önce, havuzun yakınındaki ıhlamurun altında yere oturup bir süre arkadaşların toplanmasını bekledim. Yeteri kadar izleyici hazır olunca da gösteri başladı. Öykünün gerisini aşağıdaki görseller özetliyor.
Şimdi düşündüm de; o zaman akıl edememiştim, keşke sınavı verdikten sonra bu fotoğrafları Hıfzı Hoca’ya da verseydim.
No comments:
Post a Comment