Yakın tarihimizin belki de en önemli zaferini elde ettiğimiz Çanakkale mücadelesi, ne yazık ki toplumumuzun büyük bir kısmı tarafından iyi anlaşılmayan bir süreçtir. Bunda, okullarımızda okutulan tarih kitaplarında bu savaşın ne şekilde anlatıldığının da rolü olduğunu düşünüyorum. Yaygın algıya göre, Çanakkale savaşı ve zaferi, 18 Mart 1915 günü gerçekleşen ve Çanakkale Boğazı’nın Müttefik donanması tarafından saldıraya uğraması ve bu girişimin sonuçsuz kalarak Türk tarafının galibiyeti ile sonuçlanan mücadeledir. Bu algıya göre, onbinlerce şehidin verildiği, Mehmet Akif’in ünlü şiirine konu olan o korkunç boğuşma o 18 Mart gününde olmuş bitmiş bir olaydır. Ancak, bu yanlış bir algıdır. 18 Mart günü, Çanakkale Boğazı’nı koruyan batarya ve tabyalarda görevli Türk subay ve askerlerinin unutulmaz kahramanlıkları söz konusu olmakla beraber, o gün verdiğimiz şehit sayısı sadece 150 civarındadır ki, bu sayı savaşın sonraki dönemlerinde verilen şehit sayısının yanında çok küçük kalır. Asıl kanlı mücadele, bu tarihten altı hafta sonra Gelibolu yarımadasının kuzey kıyısında yer alan Arı Burnu, Anafartalar ve Suvla Körfezi civarında geçen ve 8 Ocak 1916’ya kadar sekiz ay boyunca devam eden boğuşmadır. Zaten, bu nedenle, bütün dünya bu savaşı 'Gelibolu Kampanyası' olarak anar ve bilir.
No comments:
Post a Comment